TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| receiver: | [isim] servisi karşılayan oyuncu |
| receiver: | [isim] alıcı, kabul eden kimse, ahize, tahsildar (vergi, gümrük), icra memuru, yediemin, yataklık eden, toplama kabı (distilasyon) |
| receiver: | Gaz v.s. muhafaza eden kab. |
| receiver: | alici, almac |
| receiver of stolen goods: | yatak |
| receiver of stolen property: | yatakçı, çalınmış eşyayı bilerek satın alan kişi |
| receiver appointed by the bank: | bankaca tayin edilen tasfiye memuru |
| receiver pendente lite: | dava bitimine kadar ihtilaf konusu şeyler için yediemin tayin olunan kimse |
| receiver noise: | alici gurultusu |
| receiver noise figure: | alici gurultu sayisi |