TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| resmen: | ex officio |
| resmen: | officially, formally, on the record |
| resmen söz verme: | to promise under seal |
| resmen söz vermek: | [fiil] to give a solemn promise |
| resmen açıklanmamış: | unattested |
| resmen bildirmek: | return, asseverate |
| resmen gerçekleştirmek: | solemnize |
| resmen gizlilik yemini etmiş olmak: | [fiil] to be sworn to secrecy, to sworn to secrecy |
| resmen ihraç edilmesinden önce bir menkul değere ilişkin ticaretin yapıldığı piyasa: | grey market |
| resmen tayin edilmemiş olmasına rağmen reşit olmayan ya da kısıtlı birinin adına hareket eden kişi: | next friend |
| resmen parti adayı olmak: | [fiil] to have the party ticket |
| resmen ibra: | express release |