TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
sinir: | nervous, neural | |
sinir: | nerve, sinew, temper, fury, tantrum, pet | |
sınır: | frontier | |
sınır: | border, frontier, borderline, boundary, limit, borderland, bound, bourn, bourne, butting, circumscription, compass, confine, deadline, line of demarcation, extreme, extremity, limitation, March, pale, purlieu, skirting, stint, verge, watershed | |
sınır: | border , boundary , limit | |
sınır alayı: | borderers | |
sınır boyu: | borderline | |
sınır ili: | frontier province | |
sınır kenti: | border town | |
sınır köyü: | border village | |
sınır çizen ırmak: | frontier river | |
sınır kapısı: | border gate, entry point | |
sınır bölgelerinde iki ülkenin toprağına serbest olarak girip çıkmak için verilen belge: | transire | |
sınır hizmeti: | border service | |
sınır dışı etme; ihraç etme; tart etme, çıkarma: | expulsion |