TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| sinirli: | nervous, upset, nervy, mad, pissed off [sl.], high-strung, ill-conditioned, apoplectic, apoplectical, bristly, choleric, edgy, hot-blooded, hot headed, huffish, huffy, out of humor, irate, ireful, irritable, jumpy, liverish, on edge, peeved, ratty |
| sinirli: | discomposedly, in a pet |
| sınırlı: | limited, restricted, determinate, contracted, finite, measurable, narrow, parochial, scant, scanty, scarce, slender, stinted, strait |
| sınırlı: | Ltd |
| sınırlı piyasa (bir üreticinin rekabetten kaçmak için diğer üreticilerle satışları kısıtlamak üzere anlaştığı piyasa: | restricted market |
| sınırlı kaynakların bulunmasına ve bunların en etkin bir biçimde bir araya getirilmesine: | absolute efficiency |
| sınırlı sahiplik (miras): | tail |
| sınırlı sorumlu ortak: | limited partner |
| sınırlı yetkili ve daha yüksek düzeydeki bölge konseyince seçmenlerin yerel konulardaki görüşlerini yansıtmakla sorumlu kurul: | parish council |
| sınırlı ömürlü aktifler: | [isim] limited-life assets |
| sınırlı kişiye: | fee tail |
| sınırlı sayıda basım: | limited publication |
| sınırlı sayıda baskı: | limited edition |
| sınırlı ortakları olan şirket: | close company |