TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
sabit: | fixed, constant, stationary, set, settled, immobile, immovable, permanent, stable, firm, attached, changeless, entrenched, established, fast, flat, flat footed, immutable, indelible, invariable, irremovable, put, real, rigid, staid, standing | |
sabit oran getirisi ile eş anlamlıdır: | running yield | |
sabit kalmak: | remain firm, hold up, steady, stiffen | |
sabit aktifler: | permanent assets | |
sabit bakış: | stare | |
sabit bakışlarla: | fixedly | |
sabit bakmak: | rest on | |
sabit avans: | fixed advance | |
sabit aktiflerini satarken onların yerine yenilerini satın alıyorsa: | roll over relief | |
sabit gelir (zaman içinde veya geçim maliyetinin artışıyla değişmeyen gelir: | fixed income | |
sabit oranlı getirisi olan bir menkul kıymetin sağladığı getirinin o andaki cari piyasa fiyatına oranı: | flat yield |