TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| save: | başka, hariç, den başka, haricinde, dışında |
| save: | [isim] kurtarma, sayıyı önleme, rakibin sayı yapmasını önleme |
| save: | [fiil] kurtarmak, kayda geçirmek, korumak, tasarruf etmek, artırmak, biriktirmek, tutmak, idareli harcamak, bağışlamak, kusuruna bakmamak, engellemek, sayı yapmasını önlemek |
| save (to): | saklamak |
| save for the exceptions: | istisnalar bir yana |
| save for the exceptions or derogations provided for: | öngörülen muafiyetler ya da derogasyonlar saklı kalmak kaydıyla |
| save for the exceptions or derogations provided for ...: | ...'de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla |
| save as (to): | yeni adla saklamak |
| save up: | [fiil] tasarruf etmek, para biriktirmek |
| save up for a rainy day: | kara gün için para biriktirmek |
| save the day: | günü kurtarmak |
| save for: | den başka |
| save as otherwise provided: | aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, aksine hüküm olmadıkça, aksi öngörülmedikçe |