TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| seat: | [isim] oturuş, oturak, oturacak yer, yer, sandalye, koltuk, mevki, pantolon kıçı, yuva (valf) |
| seat: | [fiil] oturtmak, yerleştirmek, almak (salon), oturağını tamir etmek, oturma yerini onarmak, kıçını tamir etmek (pantolon), yerine oturtmak |
| seat: | Kıç, kıç kaynakları. |
| seat belt: | emniyet kemeri [aut.] |
| seat oneself: | oturmak |
| seat with an adjustable back (in busses , trains , airplanes etc: | pulman koltuk |
| seat of learning: | [isim] ilim irfan yuvası |
| seat reservation: | yer rezervasyonu |
| seat on a board: | yönetim kurulunda yer |
| seat on the exchange: | borsa azalığı |