TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| separate: | ayırma işareti |
| separate: | [fiil] ayırmak, bölmek, dağılmak, ayırt etmek, ayrıştırmak, kaymağını almak, ayrılmak, ayrı yaşamak, ayrışmak, kopmak, çıkmak |
| separate: | [sıfat] ayrı, müstakil, bireysel, ferdi, ayrık, tek başına olan |
| separate into segments: | dilimlemek |
| separate debts: | [isim] ayrı borçlar |
| separate portion on a child: | çocuğa ana veya babası tarafından verilen veya miras bırakılan hisse, çocuğa ana ya da babası tarafından verilen veya miras bırakılan hisse |
| separate estate of a married woman or man: | mahfuz mallar |
| separate custody: | [isim] aynen saklama |
| separate property: | [isim] karı veya kocanın ortaklık veya birlik dışındaki yalnızca kendine ait olan eşyası, karı veya kocanın şahsi malları, mal ayrılığı rejimi |
| separate maintenance: | [isim] (US) ayrı geçim nafakası |
| separate technical unit: | [isim] ayrı teknik ünite |
| separate room: | tek kişilik oda |