TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| set: | [isim] set, seri, dizi, takım, yemek takımı, sahne, topluluk, grup, zümre, durum, hal, eğilim, gidiş yönü, gidişat, batma, vaziyet, batış, fide, fidan, yuva (porsuk vb.), alıcı |
| set: | [fiil] koymak; yerleştirmek, takmak, kurmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; oturtmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek; sa |
| set: | [sıfat] kurulmuş, yapmacık, içten olmayan, sabit, değişmez, belirlenmiş, belirli, geleneksel, alışılmış, basmakalıp, kararlı, azimli, inatçı, dediğim dedik |
| set: | saptamak, küme |
| set: | 1. Koymak, yerleştirmek, kırık veya çıkığı, uygunsuz yöntemlerle normal yerine koymak; 2. Tesbit etmek, kılımdamaz hale getirmek; 3. Sertleştirmek veya sertleşmek; 4. Herhangi bir tıbib müdahale esnasında kullanılan alet ve araçların oluşturduğu takım, al |
| set out: | dikmek, ekmek, sergilemek, göstermek, dizmek, gözler önüne sermek, düzenlemek, yola çıkmak, başlamak, koyulmak, girişmek |
| set up: | kurmak, saldırmak, dikmek, monte etmek, yerleştirmek, açıklamak, kırmak (rekor), ileri sürmek, aday göstermek, üzerine çıkarmak, yükseltmek, iyileştirmek, tuzak kurmak, işe girmek, maddi yardım sağlamak, geçindirmek |
| set up: | kurma, kurgu, duzen |
| set up (to): | kurmak, hazirlamak |
| set up in type: | dizmek |
| set up time (call): | kurulma suresi (ca¤ri) |
| set down: | indirmek, koymak, belirlemek, atfetmek, suçlu durumuna düşürmek, ihanet etmek, kaydetmek, yazmak, burnunu sürtmek, alçaltmak |
| set of houses: | evler grubu |
| set of patterns: | örnek koleksiyonu |
| set off: | ayrı tutmak, ayrı koymak, belirginleştirmek, güzel göstermek, ateşlemek, patlatmak, patlak verdirmek, başlatmak, çaldırmak (alarm), karşı dava açmak, hesaba katmak (zarar), yola çıkmak, kalkışmak, girişmek |