| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| setting: | [isim] düzenleme, dizme, bileme, çerçeve, olay yeri, hikâyenin geçtiği yer, set, sahne, dekor, beste, batış, sertleşme (çimento vb.), bir kişilik yemek takımı, testere diş çaprazını ayarlama | |
| setting: | ayar | |
| setting free: | salıverme | |
| setting on fire: | tutuşturma | |
| setting in rows: | dizme | |
| setting out: | yola çıkma | |
| setting boundaries: | arazisınırlaması | |
| setting forth the details: | ayrıntılarını göstererek | |
| setting off: | yola çıkma | |
| setting apart: | ayırma | |
| setting aside: | bir kenara koyma | |
| setting cost: | kuruluş maliyeti |
[ son aranan 10 kelime: yavan | to promise under seal | monism | to smile on | bir şeyi bir şeye takaddüm ettirmek | kemist | pretend | bekâr hayatı yaşamak | focalization | setting ]