TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| sight: | [isim] görme, görme yeteneği, görüş, göz, nazar, kanı, ibraz, görüntü, görünüş, görünüm, manzara, ümit, ihtimal, hal, nişangâh |
| sight: | [fiil] görmek, gözlemlemek, gözlemek, bakmak, nişan almak, hedeflemek, ibraz etmek (çek vb.) |
| sight: | 1. Görme; 2. Görüş kuvveti, görme yeteneği; 3. Gözün görebildiği mesafe, görme alanı. |
| sight: | gorus |
| sight read: | bakarak çalmak, bakarak söylemek |
| sight deposits: | [isim] ibrazında ödenen mevduatlar |
| sight draft: | ibrazında ödenen poliçe, görüldüğünde ödenmesi gereken poliçe, görülmek düğünde ödenmesi gereken poliçe |
| sight of money: | yığınla para |
| sight liabilities: | [isim] ibrazında ödenecek borçlar |
| sight free account: | vadesiz serbest hesap |