TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| sigortacı: | insurance agent, insurer, insurance broker, assurer, underwriter |
| sigortacı sıfatıyla hareket etmek: | [fiil] to act as insurer |
| sigortacı üye (Lloyds'da yürütülen sigorta işlemleri için sermaye sağlayan kişi: | underwriting member |
| sigortacı tarafından yapılacak ödemede gerçekleştirilecek alışılmış indirim (eski yeni farkı gibi: | customary deduction |
| sigortacı namına riziko kabul etmesi için sigortacının acentesine verdiği yetki: | binding authority |
| sigortacı küçük ve zaman alıcı taleplerle uğraşmaktan kaçınmış olur: | francise policy |