TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
small: | [isim] arka, dar kısım | |
small: | [sıfat] küçük, mini, ufak, minik, az, ufak tefek, küçücük, ufacık, basit, sıradan, önemsiz, fakir, zayıf, hafif, mütevazi | |
small tools: | [isim] el aletleri | |
small appliances: | [isim] küçük ev aletleri | |
small concerns: | [isim] önemsiz işler | |
small of my back: | [isim] bel çukurum | |
small apartment: | küçük ev | |
small arms: | hafif silâhlar, hafif silahlar | |
small beer: | önemsiz kimse, değersiz şey, önemsiz şey, önemsiz sözler | |
small fruits: | [isim] üzüm cinsinden taneli meyveler | |
small town: | kasaba | |
small sum of money: | küçük para tutarı |