TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| stretch: | [isim] gerinme, gerginlik, esneme, genişleme, esneklik, uzatma, geniş yer, aralıksız süre, süre, hapis süresi |
| stretch: | [fiil] germek, esnetmek, uzatmak, sermek, yaymak, çekmek (çorap vb.), zorlamak, abartmak, gerinmek, uzamak, yayılmak, yetmek, yeterli gelmek, arayı açmak |
| stretch: | Germe, geriliş, gerginlik, zor. |
| stretch out: | germek, esnetmek, uzatmak, arayı açmak |
| stretch one's legs: | bacaklarını açmak, bacakları uyuştuğu için gezinmek |
| stretch oneself out: | gerinmek |
| stretch of a road: | uzayıp giden yol |