RoketSozluk - subject kelimesinin türkçe anlamı

TELAFFUZ	KELİME	ANLAM
play pause	subject:	[isim] konu, fail, husus, söz konusu, mevzu, tema, ders, branş, sebep, konu olan şey, özne, uyruk, vatandaş, denek, kobay, kadavra, hastalığa eğilimi olan kimse
	subject:	[fiil] mecbur etmek, boyun eğdirmek, maruz bırakmak, etmek, çektirmek
	subject:	[sıfat] bağlı, tabi, bağımlı, maruz, karşı karşıya olan, çeken, eğilimi olan
	subject:	1. Tıp talebelerinin disseksiyon için kulandıkları ceset; 2. Tedavi altına alınan şahıs veya hayvan.
	subject:	ozne konu
	subject of tax (ation):	vergiye tabidir
	subject to:	bağlı, tabi, karşı karşıya olan, maruz kalan, çeken, eğilimi olan, meyilli
	subject to approval:	onaya bağlı
	subject to your consent:	senin rızana bağlı
	subject to a term of two weeks:	iki haftalık süreye tabidir
	subject to the exceptions:	istisnalara tabi
	subject matter:	konu, mevzu, dava konusu, ana fikir
	subject to qualifications:	kaydı ihtirazisi ile
	subject heading:	konu başlığı
	subject to corrections:	düzeltilmemiş