TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| such: | bu gibi, o gibi |
| such: | [sıfat] öyle, böyle, bu gibi, bu tür, o kadar, çok |
| such: | [zarf] çok, öylesine, böylesine, oldukça |
| such a one: | filan kişi, öyle biri |
| such and such: | falan filan, filanca |
| such as: | gibi, örneğin, meselâ |
| such a thing: | öylesi |
| such consent not to be unreasonably withheld: | ki bu onayın verilmesinden makul olmayan nedenlerle kaçınılmayacaktır |
| such another: | aynı türden bir tane daha |
| such and such ..: | [sıfat] şu şu ... |
| such and such ...: | [sıfat] filan ..., falan ..., falanca ..., şu kadar ... |
| such a person: | öylesi |
| such like: | benzer, bu gibi |