TELAFFUZKELİMEANLAM
tail:[isim]  kuyruk, kıç, uç, peşine takılan kimse, şartlı tasarruf (miras), sınırlı sahiplik (miras)
tail:[fiil]  kuyruk takmak, kuyrul yapmak, peşine takılmak, gütmek, sapını ayıklamak, azalmak, izlemek, kuyruğu ile tutmak
tail:[sıfat]  arka
tail:1. Bazı hayvanların vücutlarının arka kısmında yer alan hareket yeteneğine sahip uzantı, kuyruk; 2. Kuyruğa benzer herhangi bir oluşum veya organ parçası.
tail assay:artık konsantrasyonu
tail end charlie:sıradaki son kişi
tail of journalists:gazeteciler heyeti
tail of a marching army:yürüyen bir ordunun kuyruğu
tail ender:(US) (yarışta) sonuncu
tail female:karının mirasçı grubuna hasredilmiş
tail of the trenches:[isim]  arka hendekler
tail back:kuyruk oluşturmak (araba)
tail end of discourse:bir müzakerenin sonu
tail of the class:sınıfın sonuncusu



[ son aranan 10 kelime: counterfeiter | specialisation | ilişkileri aracılığıyla mevki elde etmek | it is not obligatory | inaccuracy | prensip koymak | x-ray | labor-intensive industry | kuvvet bularak büyümek | tail ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0014