| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| talking: | [isim] konuşma | |
| talking: | [sıfat] konuşan, konuşma | |
| talking dictionary: | konuşan sözlük | |
| talking doll: | konuşan bebek | |
| talking in one's sleep: | sayıklama | |
| talking big: | tafra | |
| talking film: | sesli film | |
| talking head: | televizyon ya da sinema ekranında konuşan bir kişinin yalnızca başının görünmesi | |
| talking point: | konuşma konusu | |
| talking to: | paylama, azarlama | |
| talking machine: | fonograf, konuşma makinesi |
[ son aranan 10 kelime: the public interest | işten çıkış | recruitment of apprentices | copies | rucksack | can alıcı | bethink | arap saçına dönmek | halk kahramanı | talking ]