TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| tap: | [isim] hafif vuruş, tıklatma, tıkırtı, pıtırtı, musluk, çeşme, yat borusu, pençe (ayakkabı), fıçıdan doldurulmuş içki, fıçı (içki), bar, bağlantı [elek.], vücutta biriken suyu alma |
| tap: | [fiil] tıklatmak, hafifçe dokunmak, hafifçe vurmak, tıkırdatmak, pençe vurmak (ayakkabı), step dansı yapmak, musluk takmak, musluğu açmak, tıpa takmak, suyunu akıtmak, para sızdırmak, kaçak hat çekmek, bağlantı kurmak [elek.] |
| tap: | musluk |
| tap: | Vücutta su toplanan yerden suyu çekmek. |
| tap: | cikma (telefon hatti), priz |
| tap for cutting internal screw threads: | kılavuz |
| tap and bugs: | [isim] elektronik dinleme aygıtları |
| tap water: | musluk suyu |
| tap dance: | [fiil] step dansı, ayaklarını yere vurarak dans etme |