TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| televizyon: | tv |
| televizyon: | television, telly, tube, boob tube, box, gogglebox, video |
| televizyon izlemek: | teleview |
| televizyon alıcısı: | TV receiver set, television set, televisor, telly |
| televizyon çalışmıyor.: | The TV doesn't work. |
| televizyon ekranı: | telescreen |
| televizyon ya da radyo stüdyosunda hazır bulunanların da gösteriye katıldıkları program: | audience participation program |
| televizyon aracılığıyla yapılan reklam: | above the line promotion |
| televizyon seyretmek: | watch television, teleview |
| televizyon izlenmesi ya da bazı malların satın alınması gibi: | diary |
| televizyon yıldızı: | screen star |
| televizyon ya da radyo yayınlarının alınmasında kullanılan araç: | antenna |