TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
the best: | en iyisi | |
the best bet: | en iyisi, en iyi yol | |
the best part: | en iyi kısım | |
the best part of: | çoğu, büyük bölümü | |
the best meal I have ever eaten: | yediğim en güzel yemek | |
the best of it: | işin iyi yanı | |
the best of all would be for him to resign: | en iyisi istifa etmek olurdu |