TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to: | [edat] e, ye, ya, e doğru, göre, karşı |
| to make up stories: | [fiil] atmak |
| to tell stories in order to cheat sb: | [fiil] gazel okumak |
| to using a large number of unnecessary words to express an idea needing fewer: | [fiil] ağız yaymak |
| to stop: | [fiil] alıkoymak, mola vermek, kalmak, stop etmek, fren yapmak, engellemek, durdurmak, durmak, durulmak, dinmek, kalınmak, kesilmek, kesmek, önlemek, tevkif etmek, tıkamak |
| to stop up: | [fiil] tıkamak |
| to stop a bill: | [fiil] bir hesabı kapatmak, senedi bloke etmek |
| to stop a car: | [fiil] otomobili durdurmak |
| to start: | [fiil] yola çıkmak, yola koymak, ürküp sıçramak, dışarı uğramak, gevşemek, gevşetmek, kurmak, hoplamak, harekete geçirmek, harekete geçmek, başlamak, başlatmak, sıçramak |
| to start up: | [fiil] çalıştırmak, birden belirmek |
| to start a car: | [fiil] bir arabanın kontağını açıp çalıştırmak |