TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to assume: | [fiil] üstlenmek, deruhte etmek, farz etmek, yetkisiz olarak bir görevi üstlenmek, bilmek, kabul etmek, satmak, varsaymak, devralmak |
| to assume or to adopt (a specified) manner: | [fiil] tavır vrı almak |
| to assume all risks: | [fiil] her türlü rizikoyu göz önüne almak, bütün riskleri göze almak, bütün riskleri üstlenmek |
| to assume or imagine sth for the sake of argument: | [fiil] farz etmek |
| to assume great proportions: | [fiil] gözünde büyümek |
| to assume a threatening attitude: | [fiil] tehditkâr bir tavır takınmak |
| to assume new trustees: | [fiil] yeni kayyumlar tespit etmek |
| to assume obligations: | [fiil] yükümlülük altına girmek, yükümlülükler üstlenmek |
| to assume a debt: | [fiil] bir borcu üstlenmek |
| to assume a duty: | [fiil] bir görev üstlenmek |
| to assume a name: | [fiil] bir ad takınmak, kendine bir isim takmak, kendine bir ad takmak |