TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to assure: | [fiil] ikna etmek, söz vermek, sigorta etmek, temin etmek |
| to assure one's life with a company: | [fiil] (Br) bir şirkete hayat sigortası yaptırmak, bir şirkete hayat sigortası yaptırmak |
| to assure sb a definite salary: | [fiil] birine belirli bir maaş sağlamak, biri için belirli bir maaş tespit etmek |
| to assure delivery: | [fiil] teslimi temin etmek, teslimi emniyet altına almak |
| to assure sb's life: | [fiil] birinin hayatını sigorta ettirmek, birini hayatını sigorta ettirmek |
| to assure sb's position: | [fiil] birinin mevkiini sağlamlaştırmak, pekiştirmek |
| to assure the success of one's work: | [fiil] işinin başarısını temin etmek |
| to assure an easy posture: | rahat bir duruş |