TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
to bail: | [fiil] vedia vermek, tekneye dolan suyu boşaltmak, kefil olmak | |
to bail a prisoner: | [fiil] bir tutukluyu kefaletle tahliye etmek | |
to bail out: | [fiil] tutuklanan bir kimseyi kefaletle serbest bırakmak, tutuklanan bir kimseyi kefaletla serbest bırakmak, kefaletle kurtarmak | |
to bail out an ailing industry: | [fiil] zor durumdaki bir sanayii paraca desteklemek, zor durumda bir sanayii sübvanse etmek | |
to bail goods to sb: | [fiil] malları birine kontratla devretmek |