TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to be hard to sell: | [fiil] zor satmak |
| to be hard to handle: | [fiil] idare etmesi güç olmak |
| to be hard to please: | [fiil] memnun edilmesi güç olmak, müşkülpesent olmak |
| to be hard up for an excuse: | [fiil] mazeret bulamamak |
| to be hard pressed: | [fiil] sıkışık durumda olmak, sıkışık durumunda olmak, zorlanmak |
| to be hard hit: | [fiil] ağır zarara uğramak, büyük zarara uğramak |
| to be hard up for money: | [fiil] cebi delik olmak, kököz olmak, meteliği olmamak, sıkışmak |
| to be hard of hearing: | [fiil] sağır olmak, ağır işitmek |
| to be hard on sb: | [fiil] birine acımasızca davranmak |
| to be hard set to find money: | [fiil] büyük güçlüklerle para bulmaya çalışmak, para bulmakta büyük güçlük çekmek, para bulmakta güçlük çekmek |