TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to be placed: | [fiil] konmak, konulmak |
| to be placed out of bound for soldiers: | [fiil] (Br) askerlere yasak olmak |
| to be placed behind prison bar: | [fiil] kodese tıkılmak |
| to be placed close together: | [fiil] sıkışmak |
| to be placed in a special fund: | [fiil] özel bir fona plase edilmek |
| to be placed in difficult circumstances: | [fiil] zor duruma girmek |
| to be placed on probation: | [fiil] şartlı tahliye edilmek |
| to be placed under a guardian: | [fiil] vesayet altına konulmak |
| to be placed under the supervision of a probation officer: | [fiil] vesayet işlerinde mahkeme namına veya ona yardımcı olarak görev gören memurun nezareti altına konmak, şartlı salıvermede denetleyici memurun gözetimi altında olmak |