TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to burn: | [fiil] ışık saçmak, tutuşmak, aldatmak, kavurmak, tutuşturmak, yakmak, yanmak |
| to burn the mid life oil: | [fiil] geç vakite kadar çalışmak |
| to burn the candle at both ends: | [fiil] gücünü fazla harcamak, fazla çalışmak, gece gündüz eğlenmek |
| to burn one's fingers: | [fiil] bir şeyden ağzı yanmak |
| to burn up: | [fiil] yakıt bitirmek, yanıp bitmek, hızlı otomobil kullanmak, tüketmek, yanmak, kül olmak |
| to burn away: | [fiil] yanıp kül olmak |
| to burn down: | [fiil] yanmak, yanıp kül olmak |
| to burn off: | [fiil] yanıp kül olmak |
| to burn sth: | [fiil] yaktırmak |
| to burn furiously: | [fiil] harlamak, cayır cayır yanmak |
| to burn with love for one's work: | [fiil] işi için yanıp tutuşmak |