TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to buy: | [fiil] satın almak, almak, kiralamak, rüşvetle ele geçirmek, dinlemek, kabul etmek, inanmak, alıcı olmak, almak, iştira etmek, satın almak |
| to buy by the hundred pieces: | [fiil] yüz adedini satın almak |
| to buy things at a rate of 8 $ a hundred: | [fiil] yüz tanesini 8 dolardan almak |
| to buy new stamps on the day of issue: | [fiil] ilk çıktığı gün yeni pullar satın almak |
| to buy a television with service for six months: | [fiil] altı aylık servis garantili bir televizyon satın almak, altı aylık servis garantili televizyon satın almak |
| to buy on impulse: | [fiil] içten gelen ani bir duyguyla satın almak |
| to buy sth on the recommendation of a friend: | [fiil] bir şeyi bir dostun tavsiyesi üzerine satın almak |
| to buy the goodwill: | [fiil] peştamallık vermek |
| to buy a car with all faults: | [fiil] kusurlarını bile bile garantisiz dökülen bir araba almak, kusurlarını bile bile dökülen bir araba almak |
| to buy land on a large scale: | [fiil] geniş araziler satın almak |
| to buy land on large scale: | [fiil] geniş araziler satın almak |