TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to cast: | [fiil] atmak, fırlatmak, savurmak, çevirmek, atfetmek, olta atmak, ağ sermek, ayrılmak, kaybetmek, yavrulamak, bir kenara atmak, rol taksimi yapmak, döküm dökmek, toplamak, hesap yapmak, tasarlamak, bükmek, kehanette bulunmak, göz önüne almak, döküm kalıbı içinde şekil almak, dökmek, saçmak |
| to cast the swing vote on split decisions: | [fiil] anlaşmazlıkları karara bağlayacak oyu kullanmak |
| to cast up figures: | [fiil] toplama yapmak |
| to cast pride to the winds: | [fiil] gururu bırakmak |
| to cast false colours on sth: | [fiil] bir şeyi yanlış göstermek |
| to cast an eye (over: | [fiil] göz gezdirmek |
| to cast about for an excuse: | [fiil] bahane aramak |
| to cast dust in someone's eyes: | [fiil] birinin gözünü boyamak |
| to cast oneself upon someone's kindness: | [fiil] birinin merhametine sığınmak |
| to cast a furtive glance at: | [fiil] göz ucuyla bakmak |
| to cast ridicule on sb: | [fiil] birini gülünç mevkie düşürmek |