TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to catch: | [fiil] ele geçirmek, yetişmek, suçüstü yakalamak, cürmümeşhut yapmak, basmak, vurmak, inmek, nefesini tutmak, çekmek, göze almak, büyülemek, tutuşmak, yakalanmak, bulaşmak, geçmek, kapmak, sıkıştırmak, tutmak, yakalamak |
| to catch the speaker's eye: | [fiil] (Br) konuşmacının dikkatini çekmek |
| to catch up with sb: | [fiil] birine yetişmek |
| to catch up with another car: | [fiil] başka bir arabaya yetişmek |
| to catch up with schedule: | [fiil] programa göre açığı kapatmak |
| to catch up with the competitors: | [fiil] rakiplere yetişmek |
| to catch shadows: | [fiil] gölgeler peşinde koşmak |
| to catch at shadows: | [fiil] gölgeler peşinde koşmak |
| to catch a cold: | [fiil] kârsız bir iş sonucu zarar etmek |
| to catch sb with the goods: | [fiil] (US) birini mallarla suçüstü yakalamak |
| to catch up a speaker: | [fiil] konuşmacının sözünü kesmek |