TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to check: | [fiil] engel olmak, teftiş etmek, tetkik etmek, incelemek, satrançta şah demek, bir şeyi emanet odasına teslim etmek, hafifletmek, frenlemek, durdurmak, denetlemek, bakmak, kontrol altına almak, kontrol etmek, kontrol işareti koymak, muayene etmek, ön olmak, önlemek, sınırlandırmak |
| to check sb's statements: | [fiil] birinin ifadesini kontrol etmek |
| to check finger prints: | [fiil] parmak izi aramak |
| to check fingerprints: | [fiil] parmak izi aramak |
| to check figures: | [fiil] rakamları kontrol etmek |
| to check an invoice: | [fiil] bir faturayı kontrol etmek |
| to check off names on a list: | [fiil] bir listeden isim okumak, bir listeden ad okumak |
| to check one's baggage: | [fiil] bagajını teslim etmek, (US) bagajını emaneten teslim etmek, bagajıni teslim etmek |
| to check out of a hotel: | [fiil] otelden ayrılmak |
| to check in: | [fiil] eşyayı anında teslim etmek, otelde oda tutmak |
| to check against: | [fiil] karşılaştırarak kontrol etmek |