TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to consider: | [fiil] göz önünde tutmak, üzerinde düşünmek, dikkate almak, hürmet etmek, merhamet etmek, farz etmek, içinden geçirmek, görmek, gözetmek, etüt etmek, düşünmek, addetmek, saymak, mülahaza etmek, göz önünde bulundurmak, mütalaa etmek |
| to consider one's actions: | [fiil] hareketlerini hesaplamak |
| to consider an occurrence abstracted from the issue: | [fiil] bir olayı sonucunu düşünmeden ele almak |
| to consider a proposal: | [fiil] bir teklifi düşünmek |
| to consider an offer: | [fiil] bir teklif üzerinde düşünmek |
| to consider necessary: | [fiil] gereksemek, gereksinmek |
| to consider one's own: | [fiil] benimsemek |
| to consider the facts: | [fiil] gerçekleri göz önüne almak |
| to consider (a matter) at length: | [fiil] irdelemek |
| to consider sth as cancelled: | [fiil] bir şeyi batıl addetmek |
| to consider sth abstractly: | [fiil] soyutlamak |