TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to cover: | [fiil] kapsamak, ihtiva etmek, içermek, sigorta etmek, müdafaa etmek, saklamak, gizlemek, yol almak, katetmek, röportajını yapmak, yazmak, sorumluluğunu üzerine almak, idare etmek, yerini doldurmak, yetmek, kâfi gelmek, destek ateş sağlamak, aynı miktarda para koyarak bahse girmek, büzülmek, kapamak |
| to cover ten miles: | [fiil] on mil katetmek |
| to cover one's actions with a gloss of legality: | [fiil] hareketlerine kanunilik süsü vermek |
| to cover a distance in stages: | [fiil] bir mesafeyi etap etap katetmek, mesafeyi etap etap kat etmek |
| to cover property: | [fiil] mülkün haksız olarak üstüne oturmak |
| to cover united nations sessions: | [fiil] Birleşmiş Milletler oturumları hakkında bilgi vermek |
| to cover with tiles: | [fiil] kiremit kaplamak |
| to cover the needs of a journey: | [fiil] bir yolculuğun ihtiyaçlarını sağlamak |
| to cover money into the treasury: | [fiil] (US) hazineye para yatırmak |
| to cover with tar: | [fiil] katranlamak |
| to cover with ashes: | [fiil] küllenmek |