TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to defend: | [fiil] muhafaza etmek, saklamak, himaye etmek, korumak, müdafaa etmek, savunmak, savunma yapmak |
| to defend one's case: | [fiil] davasını savunmak |
| to defend one's life: | [fiil] canını korumak |
| to defend oneself: | [fiil] kendini korumak |
| to defend one's country: | [fiil] memleketini savunmak |
| to defend a suit: | [fiil] (US) bir davada savunma yapmak, dava da savunma yapmak, bir davayı savunmak |
| to defend a prisoner at the bar: | [fiil] davalıyı savunmak için mahkemeye çıkmak |
| to defend an action: | [fiil] bir davada savunmada bulunmak |