TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to deliver: | [fiil] vermek, tevdi etmek, bırakmak, serbest bırakmak, çocuğu olmak, doğurtmak, irat etmek, söylemek, atmak, hüküm vermek, sözünü tutmak, iblağ etmek, göndermek, kurtarmak, teslim etmek |
| to deliver a replication: | [fiil] cevap vermek |
| to deliver a nfr: | [fiil] nota vermek |
| to deliver up stolen goods: | [fiil] çalınan malları teslim etmek |
| to deliver in payment: | [fiil] ödemede bulunmak, ödeme olarak vermek |
| to deliver in trust: | [fiil] emaneten tevdi etmek, emaneten teslim etmek |
| to deliver into orbit: | [fiil] yörüngesine oturtmak |
| to deliver into sb's hand: | [fiil] birinin ellerine teslim etmek |
| to deliver into sb's hands: | [fiil] birinin ellerine teslim etmek |
| to deliver a brief to a barrister: | [fiil] avukata dava özetini vermek |
| to deliver a letter: | [fiil] mektup adresine teslim etmek, mektup bu bu sahibine teslim etmek, mektup teslim etmek |