TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to detect: | [fiil] bulmak, meydana çıkarmak, fark etmek, sezmek, keşfetmek |
| to detect several mistakes: | [fiil] birçok yanlış bulmak |
| to detect an escape of gas: | [fiil] bir gaz kaçağını bulmak |
| to detect a mistake: | [fiil] bir yanlışı bulmak |
| to detect a crime: | [fiil] bir suçu açığa çıkarmak, bir cinayeti ortaya çıkarmak, suçu açığa çıkarmak |
| to detect a ray of hope: | [fiil] bir ümit ışığı görmek |
| to detect a weak point: | [fiil] açık yakalamak |
| to detect at an early stage: | [fiil] (hastalık) başlangıç safhasında keşfetmek |
| to detect sb in the act: | [fiil] birini suçüstü yakalamak |