TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to dispose: | [fiil] tanzim etmek, yerleştirmek, bertaraf etmek, başından savmak, halletmek, tamamlamak, satmak, sürmek; yok etmek; bertaraf etmek; kullanmak; tasarruf etmek |
| to dispose over wide connections: | [fiil] çok insan tanımak |
| to dispose of rubbish: | [fiil] çöp atmak |
| to dispose of sb in a couple of articles: | [fiil] birkaç makalede birini saf dışı bırakmak |
| to dispose of an argument: | [fiil] bir tezi çürütmek |
| to dispose of one's opponents: | [fiil] düşmanlarını bertaraf etmek |
| to dispose of an amendment: | [fiil] bir değişiklik teklifini karara bağlamak |
| to dispose an adr: | [fiil] bir malı elden çıkarmak |
| to dispose of the agenda: | [fiil] gündemin sonuna gelmek |
| to dispose of one's interest in a firm: | [fiil] bir şirketteki payını elden çıkarmak |
| to dispose of land: | [fiil] arazi devir ve temlikinde bulunmak |