TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to disturb: | [fiil] taciz etmek, karıştırmak, bozmak, ihlal etmek, tahrik etmek, endişe vermek, dokunmak, ilişmek, istifini bozmak, rahatsız etmek, tedirgin etmek |
| to disturb sb's calculations: | [fiil] birinin hesaplamalarını bozmak |
| to disturb the good understanding: | [fiil] bir anlaşmayı bozmak |
| to disturb (one's) comfort and serenity of mind: | [fiil] ağızınin tadını kaçırmak |
| to disturb a ceremony: | [fiil] bir töreni bozmak |
| to disturb or trouble sb: | [fiil] huzurunu kaçırmak |
| to disturb sb's lawful enjoyment of a right: | [fiil] birinin bir şeyden kanuni olarak yararlanma hakkını engellemek |
| to disturb sb's peace of mind: | [fiil] birinin huzurunu bozmak |
| to disturb sb's privacy: | [fiil] birinin mahremiyetine tecavüz etmek |
| to disturb sb in the lawful enjoyment of a right: | [fiil] bir kimsenin meşru hakkını kullanmasını engellemek |
| to disturb the classes: | [fiil] (okul) sınıfta huzursuzluk yaratmak |