TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to enforce: | [fiil] infaz etmek, yürütmek, yürürlüğe koymak, teyit etmek, itaate zorlamak, zorla yaptırtmak, kuvvetlendirmek, icra etmek, zorlamak |
| to enforce payment by legal proceedings: | [fiil] kanun yoluyla ödetmek, kanuni yollarla (icra aracılığıyla) ödetmek |
| to enforce a law: | [fiil] bir kanunu uygulamak |
| to enforce a lien: | [fiil] bir rehin hakkını kullanmak, rehin hakkı kullanmak |
| to enforce an act: | [fiil] bir kanunu uygulatmak |
| to enforce (respect of) a rule: | [fiil] bir kuralı uygulatmak |
| to enforce a claim: | [fiil] bir talepte bulunmak |
| to enforce a claim in court: | [fiil] mahkemece tanınan bir hakka sahip olmak, mahkeme ce tanınan bir hakka sahip olmak |
| to enforce a contract: | [fiil] bir sözleşmeyi uygulatmak |
| to enforce a course of action upon sb: | [fiil] birine belli bir hareket tarzını zorla benimsetmek |
| to enforce a demand: | [fiil] bir talebi zorla kabul ettirmek |