TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to execute: | [fiil] yürütmek, tatbik mevkiine koymak, yürürlüğe koymak, başarmak, etmek, idam etmek, hükmü infaz etmek, uygulamak, ifa etmek, icra etmek, akdetmek, infaz etmek, meydana getirmek, yapmak |
| to execute sb's commands: | [fiil] birinin emirlerini yerine getirmek |
| to execute a contract: | [fiil] bir sözleşme akdetmek |
| to execute a deed: | [fiil] bir senet yapmak, bir akit imzalamak, akit yapmak |
| to execute a form: | [fiil] bir form doldurmak |
| to execute a law: | [fiil] bir kanunu uygulamak, bir kanunu uygulamaya koymak, kanunu uygulamaya koymak |
| to execute a plan: | [fiil] bir planı uygulamak |
| to execute a will: | [fiil] bir vasiyetname hazırlamak, bir vasiyetnameyi icra mevkiine koymak |
| to execute a writ: | [fiil] bir müzekkere çıkarmak |
| to execute justice: | [fiil] bir kanunu yürürlüğe koymak |
| to execute an order in every particular: | [fiil] bir emri eksiksiz yerine getirmek |