TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to go about: | [fiil] gitmek, yürümek, toplumda dostları arasında dolaşmak, işe koyulmak, (gemi) yön değiştirmek |
| to go about it carefully: | [fiil] işini titizlikle yapmak |
| to go about one's lawful occasions: | [fiil] kimseye bir zararı dokunmadan işiyle gücüyle meşgul olmak |
| to go about one's lawful occupation: | [fiil] işiyle gücüyle uğraşmak |
| to go about a good deal: | [fiil] oldukça fazla sık dışarı çıkmak |
| to go about the streets: | [fiil] sokaklarda avare avare dolaşmak |
| to go about with: | [fiil] birlikte olmak, evlenmek niyetiyle flört etmek |
| to go about one's work: | [fiil] işine bakmak |
| to go about one's business: | [fiil] kendi işine bakmak |
| to go about one's usual work: | [fiil] her zamanki işini yapmak, her zamanki işinıyapmak |
| to go about the country: | [fiil] memleketi gezmek |