TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to guard: | [fiil] himaye etmek, gözaltına almak, nezaret altında bulundurmak, dikkat etmek, uyanık olmak, gözetmek, beklemek, korumak, muhafaza altına almak, muhafaza etmek, nöbet tutmak |
| to guard against accidents: | [fiil] kazaları önlemek |
| to guard interests: | [fiil] menfaatleri korumak |
| to guard prisoners: | [fiil] mahpuslara gardiyanlık yapmak |
| to guard a treasure: | [fiil] hazineyi beklemek |
| to guard against: | [fiil] sakınmak |
| to guard one's tongue: | [fiil] dilini tutmak, diline dikkat etmek |
| to guard against disease: | [fiil] hastalıktan korumak |
| to guard one's reputation: | [fiil] itibarını korumak |
| to guard a camp: | [fiil] bir kampta nöbet tutmak |
| to guard one's life: | [fiil] hayatını korumak |