TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to move: | [fiil] taşımak, kımıldamak, kımıldatmak, oynatmak, tahrik etmek, kışkırtmak, nakletmek, göç etmek, taşınmak, yürümek, gitmek, ilerlemek, satrançta hamle yapmak, teşvik etmek, etkilemek, heyecanlandırmak, harekete geçirmek, harekete getirmek, hareket etmek, gezmek |
| to move away: | [fiil] bir yerden ayrılmak, taşınmak, ıraklaşmak |
| to move away from: | [fiil] bulunduğu yerden uzaklaşmak, ıramak |
| to move in exclusive circles: | [fiil] yüksek işadamları çerçevesinde dolaşmak |
| to move that a case may be adjourned: | [fiil] bir davanın ertelenmesini talep etmek |
| to move to: | [fiil] geçmek |
| to move to an executive position: | [fiil] yönetcilik mevkisine yükseltmek |
| to move to another place: | [fiil] nakletmek |
| to move to another seat: | [fiil] başka bir yere geçmek |
| to move towards its end: | [fiil] sonuna yaklaşmak |
| to move the goalposts: | [fiil] kuralları kendi lehine değiştirmek |