TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to offer: | [fiil] önermek, arz etmek, göstermek, vermek, ileri sürmek, zuhur etmek, arzetmek, sunmak, takdim etmek, teklif etmek |
| to offer performance: | [fiil] başarı göstermek |
| to offer advantages: | [fiil] avantajları olmak |
| to offer one's opinion for what it may be worth: | [fiil] işe yarasın yaramasın fikrini söylemek |
| to offer an apology: | [fiil] özür dilemek |
| to offer an excuse: | [fiil] özür dilemek |
| to offer as an excuse: | [fiil] mazeret olarak ileri sürmek |
| to offer a fas: | [fiil] bir fiyat teklifinde bulunmak |
| to offer as a compromise: | [fiil] bir uzlaşma teklif etmek |
| to offer a reward for sb's capture: | [fiil] birinin tutuklanması için ödül vaat etmek |
| to offer guarantee: | [fiil] (Br) teminat teklif etmek |