TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to pack: | [fiil] paketlemek, sıkıştırmak, denk yapmak, (bavul) hazırlamak, taşımak, ambalaj yapmak, tıka basa doldurmak, sıkışmak, gitmek, savuşmak, dolgu yapmak, denklemek, bağlamak, paketler halinde ambalaj yapmak, ambalajlamak, pekiştirmek, sarmak, toplamak |
| to pack in boxes: | [fiil] kutulamak |
| to pack round the speaker: | [fiil] konuşmacının çevresinde toplanmak |
| to pack one's suitcase: | [fiil] bavul hazırlamak |
| to pack a carriage with passengers: | [fiil] bir vagonu tıka basa yolcuyla doldurmak |
| to pack a meeting: | [fiil] bir toplantıda yandaşlarının çoğunluğunu sağlamak |
| to pack a child off to bed: | [fiil] çocuğu yatağına götürmek |
| to pack easily: | [fiil] kolay ambalajlamak |
| to pack together: | [fiil] sıkı sıkı toplanmak |
| to pack a revolver: | [fiil] (US) silah taşımak |
| to pack one's trunks: | [fiil] sandığını sepetini toparlamak |