TELAFFUZKELİMEANLAM
to pay:[fiil]  ödemek, tediye etmek, karşılığını vermek, kârlı olmak, yararlı olmak, etmek, ita etmek, karşılamak, ödemek, salıvermek, tediye etmek, tesviye etmek
to pay too frequent visits to (a person's house:[fiil]  kapısını aşındırmak
to pay the rent annually in advance:[fiil]  kirayı her yıl peşinen ödemek, her yıl kirayı peşin ödemek, kirayı her yıl peşin ödemek
to pay a hundred overcharge:[fiil]  yüz lira fazla ödemek
to pay hundred dollars out of pocket each year:[fiil]  her yıl yüzlerce dolar cepten eklemek
to pay sb a hundred pounds to hold his tongue:[fiil]  birine yüz pound sus payı ödemek
to pay one's own upkeep and conservation:[fiil]  kendi bakım ve geçim masraflarını ödemek
to pay a sum of money into the court:[fiil]  mahkemeye depozito yatırmak
to pay the cost incurred:[fiil]  yapılan masrafları ödemek
to pay workmen by the piece:[fiil]  işçilere parça başı ödeme yapmak
to pay dearly one's happiness:[fiil]  mutluluğunu elde etmek için büyük sıkıntılara katlanmak



[ son aranan 10 kelime: statute of minorities | fıtık korsesi | birebir gelen şey | bushelman | sıyırma | strange pass | öperek kucaklamak | hoşlaşmak | boğa | to pay ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2024 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0013