TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to play: | [fiil] eğlenmek, kımıldanmak, çalgı çalmak, canlandırmak, (fıskiye) su fışkırtmak, (top) ateş etmek, gezdirmek, oyuna katılmak, oynamak, kumar oynamak, oyun oynamak |
| to play at being soldiers: | [fiil] askercilik oynamak |
| to play cards: | [fiil] iskambil oynamak |
| to play juvenile leads: | [fiil] (tiyatro) genç kahraman roller oynamak |
| to play the larger cities: | [fiil] büyük şehirlerde temsil vermek |
| to play cases: | [fiil] bir şeyi sağlama bağlamak |
| to play fast and loose with father's money: | [fiil] kaygısızca hareket etmek |
| to play sth as background music: | [fiil] fon müziği çalmak |
| to play for keeps: | [fiil] para kazanmak için oynamak |
| to play with fire: | [fiil] barutla oynamak, ateşle oynamak |
| to play along with: | [fiil] işbirliği yapmak, anlaşmak |