TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to pour: | [fiil] dökmek, çok yağmur yağmak, dökülmek, boşaltmak, akıtmak |
| to pour out threats: | [fiil] tehditler savurmak |
| to pour out of the theatre: | [fiil] tiyatrodan sökün etmek |
| to pour in: | [fiil] akmak |
| to pour (out: | [fiil] dökmek |
| to pour down: | [fiil] yağmur boşanmak |
| to pour it on: | [fiil] konsantre olmak |
| to pour concrete: | [fiil] beton dökmek |
| to pour cold water on sb's ideas: | [fiil] birinin fikirlerini kuşkuyla karşılamak |
| to pour comfort into sb's heart: | [fiil] gönlünü ferahlatmak |
| to pour do blessings on sb: | [fiil] birine rahmet okumak |