TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to precipitate: | [fiil] zamanından önce meydana getirmek, yüksek bir yerden aşağı atmak, acele ettirmek, hızlandırmak, çökertmek, (yağmur) yağmak, çökelmek, çökmek, üzerine atılmak, oturmak |
| to precipitate themselves: | [fiil] (haberler) birbirini izlemek |
| to precipitate illness: | [fiil] bir hastalığın oluşmasını hızlandırmak |
| to precipitate a country into a war: | [fiil] bir ülkeyi savaşa sürmek |
| to precipitate a crisis: | [fiil] bir krizi hızlandırmak |
| to precipitate a journey: | [fiil] yola çıkmayı hızlandırmak |
| to precipitate into an abyss: | [fiil] bir uçuruma hızla gitmek |
| to precipitate retreat: | [fiil] geri çekilişi hızlandırmak |
| to precipitate sb's ruin: | [fiil] birinin mahvını hızlandırmak |